Sakın
terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu
(Cenab-ı Hakk’ın nazargâhı ve
O’nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın makamı ve beldesi olan bu
yerde edebe riayetsizlikten sakın.)
Habîb-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır
fazilette
(Burası, Allah (cc)’ın
sevgilisinin ebedî istirahatgâhının, türbesinin bulunduğu yerdir ve fazilet
bakımından Cenâb-ı Hakk’ın arşının bile üstündedir.)
Bu hâkin pertevinden oldu
deycûr-ı adem zâil
(Bu mübarek toprağın
ziyasından yokluk karanlığı sona erdi. Varlık âlemi, körlük ve yokluktan gözünü
onun sürmesiyle açtı.)
Felekte mâh-i nev
Bâbü’s-selâm’ın sîne-çâkidir
(Gökyüzünde hilâl, O’nun selâm
kapısının yüreği yaralı âşığıdır. Semadaki Cevza(ikizler burcu)nın nur ve ışık
kaynağı O’dur )
Mürâât-i edeb şartıyla gir
Nâbî bu dergâha
(Ey Nâbî, bu dergâha edep
kurallarına uyarak gir. Zira; burası meleklerin etrafında pervane gibi döndüğü,
peygamberlerin hürmetle öptüğü mübarek bir makamdır.)