yavaş yavaş oluyor bazı şeyler... bu blog gibi... gözünüze her an bir çirkinlik bir eksiklik bir yanlışlık çarpabilir... zaman alacak ama güzel olacak buralar...

9 Mart 2012

Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir



Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir 
Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân bilir 
Söylesem te’sîri yok sussam gönül râzı değil 
Çektiğim âlâmı bir ben birde Allâh’ım bilir

 Fuzûlî | §

handân: 
dülen, mesrur | şâd: sevinçli, mutlu
âlâm: 
elemler, üzüntüler

Cevr odu yaktı beni yanımda durma ey gönül


Cevr odu yaktı beni yanımda durma ey gönül,
Bir tutuşmuş âteşem kurb u civârımdan sakın.

cevr: eziyet, cefa | kurb: yakın olma



8 Mart 2012

Şehâ bu sûret-i zîbâ sana Hakk'dan inâyettir


Şehâ bu sûret-i zîbâ sana Hakk'dan inâyettir 

Sanasın Sûre-i Yûsuf cemâlinden bir âyettir 
Senin hüsnün, benim aşkım, senin cevrin, benim sabrım 
Demâdem artar, eksilmez, tükenmez, bî-nihâyettir.


Ey şah! Bu süslenmiş, yaratılırken özenilmiş görünüş (hem karakter hem dış görünüş olarak) sana Allah'tan gelmiş bir hediyedir. Öyle ki, Yusuf Sûresi'nin kendisi, senin güzelliğin sûresinin bir âyeti sanılacak kadar güzelsin. Senin güzelliğin arttıkça benim aşkım, senin cefâ edişin, bana çektirişin arttıkça da benim sabrım artar, eksilmez, tükenmez, sana karşı aşkım ve sabrım sonsuzdur.

Gayra meyletmez gönül cân başka cânân istemez


Gayra meyletmez gönül cân başka cânân istemez,
Bir olur şehre hükümdâr iki sultân istemez.


Gönül başkasına meyletmez, can başka sevgili istemez. Çünkü bir şehirde bir hükümdar olur, iki tane sultan olmaz.

Aşk derdiyle hoşem elçek ilâcımdan tabîb


Aşk derdiyle hoşem elçek ilâcımdan tabîb,
Kılma dermân kim helâkim zehri dermânındadır.

Ey tabip/doktor!... Ben aşk derdinden memnunum. Sen bana ilaç vermekten vazgeç, derdime derman bulma; çünkü beni öldürecek zehir, senin verdiğin ilacın içindedir.